Koynumda özenle sakladığım içimdeki kadın bir gün bana baş kaldırdığında, eline bir kalem vererek onu sonsuza kadar susturduğumu düşünmüştüm. Yanılmışım.
Çünkü o hiç pes etmedi. Gece gündüz hiç durmadan sineme dizeler karalayarak, “şiirim sana“ diye isyanını haykırdı. Kendimi bildim bileli süregelen bu içsel kavganın sonunda pes ettiğimi itiraf ediyorum. Bütün sesli ve sessiz harfler ve cümlelerin içinde yer değiştiren canı sıkkın tüm kelimeler hep ondan yanaydı. Ben yenildim.
Yenilen taraf olarak; kazanana, vaktiyle gasp etmiş olduğum sesi ve itibarı geri iade ederken tarz, üslup, akım, ekol, sanat, eğitim gibi nutuklar atmaya yeltendimse de o beni dinlemedi bile. Omuz silkti ve kalktı yürüdü mısraların üstüne. Engel olamadım.
Bu kitap içimdeki asi kadının isyanı kuşanıp dağlara çıkışıdır.
Şimdi bana satır aralarına gizlenip yaşanacakları seyretmek düşüyor. Ve bunu büyük bir keyifle yapacağım. Başarırsa yolu açık olsun. Yok, eğer ki tay taya kalkmadan koşmaya başladığı için tökezlerse, o zaman arkasında ben varım.
(Tanıtım Bülteninden)