Sosyal ilişkilerde ahlaki değerler, sevginin, saygının, hoşgörünün, sorumluluğun, doğruluğun, güvenin, dostluğun, samimiyetin ve bu anlamda ilişkilerin gelişmesine olumlu katkı sağlar. İnsanlar muhatap oldukları insanlarda söz konusu değerleri görmek isterler. Bu değerler, insanları birbirlerine yaklaştırır ve aralarında yakın ilişkilerin hatta dostlukların kurulmalarına imkan sağlarlar. İnsan, sevilmek, kabul edilmek ve kendisine değer verilmekten hoşlanır ve kendisine değer verenlere karşı daha ilgili ve duyarlı davranır, böylece o da kendisine değer verenlere değer vermiş olur. Bu tür ilişkiler hayatın akışını kolaylaştırdığı gibi hayatın daha zevkli, coşkulu ve kardeşçe yaşanmasına da vesile olur.
Böyle bir toplumda da huzur ve mutluluk rüzgarları eser. Buna karşılık ahlaki değerlerden yoksun olan toplumlarda, yalan, iftira, gıybet, dedikodu, haksızlık, adaletsizlik, bencillik, kıskançlık, hırsızlık, rüşvet ve benzeri tutum ve davranışlar daha fazladır. Böyle toplumlarda da insanlar, tedirgin ve kendilerini güvensiz hissederler. Tedirginlik ve güvensizliğin olduğu ortamlar da yaşam açısından kalitenin ve sosyal ortamın düşüklüğünü gösterir. Bir toplumun sadece maddi imkanlar açısından gelişmiş olması yani evlerinin ve caddelerinin fiziki yapısının gelişmiş olması her açıdan gelişmiş ve güvenli olduğu anlamına gelmez.
Bununla beraber sosyal ortamlarının da insanları birbirlerine yaklaştırıcı ve yakınlaştırıcı bir özellikte olması arzu edilir. İşte bu noktada ahlaki değerler, yakınlaştırıcı bir fonksiyon görmektedir. Zira ahlaki değerler, insanların kalp ve gönül dünyalarına hitap ederek onların insanı insan gibi görmelerini ve insanlarla olumlu, uyumlu, kardeşçe bir ilişki ve etkileşim süreci yaşamalarını tavsiye etmektedir.
(Tanıtım Bülteninden)