Evlilik Kader midir?

Yazar : Mehmet Yıldız
Yayınevi : Hayy Kitap
ISBN : 9786057674692
%35
200,00 ₺
130,00 ₺

Kazancınız : 70,00 ₺
Stokta Son 1 Ürün
Basım Tarihi: Mart 2020 Ebat: 13.5 X 21 Sayfa Sayısı: 160
Kapak Türü: Mat Kuşe Kağıt Türü: Mat Kuşe Dil: Türkçe

Kitap Tanıtım Yazısı :
Mehmet Yıldız'ın yeni kitabı çıktı!
Evlilik namaz gibidir, niyet edince sağa sola bakılmaz!
Soruyorum sizlere,
Madem evlilik kaderse ve kaderimde evleneceğim kişi yazılı ise ben neden bunca zahmete giriyorum?
Ben sevdiğim için dua ediyorsam.
Sevdiğim kişi de kendi sevdiği için dua ediyorsa.
Bu durumda kim kime yâr olacak?

Biliyorum üzgün gönlün “sana ettiğim muhabbeti taşa sunsaydım taş bile çiçek açardı” diyor hayaller aklına geldikçe.

Sizi üzen üzsün, ağlatan ağlatsın.
Tebessümün en manalı olduğu yer mahşer alanı olacaktır.

Eğer bir gün ümidini kaybedersen, Allah’ın senin için yazdığı kaderin hayallerinden daha iyi olduğunu hatırla.
(Arka Kapaktan)
Yazar Hakkında:
Mehmet Yıldız
Mersinli Alevi bir ailenin Mehmet Yıldız isminde, tantuniyi çok seven bir ferdi olarak büyüdüm. Tabii bu büyüme evrem dizilerdeki kadar rahat olmadı!
Hayatın keyifli geçtiğini zannettiğiniz günlerde, bir bakmışsınız Firavun'un türevi bir adam oluvermişsinizdir bu süreçte... İşte böyle yaşarken bile kalbim daraldığında, çevremde kimsenin elinin kalbime yetmemesi, kalbimin yapıldığı fabrika ve kalbimi yapan Sanatkâr arayışına itti beni. İyi ki de itmiş, elhamdülillah ite kaka bulduk bu yolu :)
Sonra kader diğer sürprizlerini tecelli ettirmek için benim biletimi İzmir'e kesmiş meğer...
Ege Üniversitesi'nde matematik bölümünü bitirdikten sonra ise ikinci meslek olarak matematik öğretmenliği yapıyorum.
İlk mesleğim mi?
Rabbimi tanımak...
Mersin'de birkaç üniversiteli gencin birleşerek, bir bebeğin annesinin meme musluklarından beslendiği gibi, Risale-i Nur'un iman hakikatlerine doyurduğu musluklarından beslenerek iman gelişimimiz başladı. Sonra dertlenmeye başladık... Bildiklerimizi bilemeyenlere dertlenmeye...
Allah, kader planında bu acı ile kıvranan birkaç arkadaşla denk getirince ise, 300 metrekarelik yerde sosyal medyayı kullanarak milyonlarca insana ulaşmaya vesile olduk.
Demek bizim gibi arıza adamlar bile bu eserlerle bu hale gelebiliyormuş!
Tahmin ettiğimizden çok daha büyük bir kitleye ulaşmak nasip oldu. Yaptığımız sohbetleri Youtube, Facebook, Twitter gibi sosyal medya araçlarını kullanarak birçok kardeşimize ulaştırmaya çalıştığımızdan, birkaç yıl içinde bir de baktık milyonlara ulaşmak nasip olmuş.
Hatta birçok kardeşin, “Biz gelemiyoruz, izleyemiyoruz, bir çözüm yolu bulun,” demesinden sonra yaptığımız sohbetleri canlı yayında da vermeye başladık.
Takipçilerimizin ise neredeyse yüzde doksanını gençler oluşturuyor. Bize ulaştırdıkları mesajlarda, bizleri tıpkı kendileri gibi gördüklerinden ve kendilerinin de bu işleri yapabileceğine güven duymaya başladıklarından bahsediyorlar.
Sosyal medyada üç yıl gibi bir süre zarfında milyonlara ulaşılınca anladım ki, Allah bizim gibi küçükleri böyle büyük işlere vesile ederek kendi büyüklüğünü gösteriyormuş...
Bugüne kadar muhaliflere az da olsa rastladık haliyle. Tahmin ediyorum ya bir kusurumuzu görmüş, omzumuzdaki akrebi söylemeye çalışmışlardır ya da ilk bakışta ne yapıyor bu gençler diye bizi anlamaya çalışıyorlardır. Allah hepsinden razı olsun, omzumuzdaki akrebi söyleyene rahmet...
Bediüzzaman hazretlerinden aldığımız 'müspet hareket' düsturundan ötürü kapımızın önünde pankart açıp, “Sizi istemiyoruz,” deseler bile, bize, “Yorulduysanız buyurun bir çay için, yine devam edersiniz yolunuza,” demek düşer.