Simone de Beauvoir, Yıkılmış Kadın’da çiftlerin başına gelen ve ilk kurbanın her zaman kadın olduğu içinden çıkılmaz durumların portresini çiziyor. İlk olarak 1967’de yayımlanan bu kitap, üç uzun öyküden oluşuyor: İlki yaşlanma sürecine, ikincisi yalnızlığa, üçüncüsü ise sevilen birinin artan kayıtsızlığına odaklanıyor. Varoluşsal bir kriz yaşayan 40 ila 60 yaşlarında üç kadın, hayal kırıklıkları, öfkeleri, yalnızlıkları ya da eşlerinin sadakatsizliği karşısında yaşadıkları acıları anlatıyorlar. Birinin hikâyesinde, diğerinin günlüğünde, ötekinin monoloğunda, hep aynı şeyi vurguluyor Simone de Beauvoir: Hayatlarını yeniden kurmaya çalışan kadının zarif ve tutkulu mücadelesi.
“Mutlu insanların hikâyesi yoktur. Karışıklık ve üzüntü içindeyken, kırıldığınızı veya kendinizden mahrum kaldığınızı hissettiğinizde, hikâyenizi anlatma ihtiyacı hissedersiniz. Bu kitapta, girdikleri çıkmazlardan kurtulmak için kelimeleriyle mücadele eden üç kadının sesini duyurmak istedim. (...) Bu hikâyelerde boşuna ahlak ya da ders aramayın, hayır; niyetim oldukça farklıydı.”
Simone de Beauvoir