Aşk, zamanı donduran tek duygudur ve koca dünyanın aşka ayıracak tek bir dakikası dahi yoktur. Her büyük hikâyenin dönüm noktası da işte burada başlar.
İnsanları kobay olarak kullanıp üstün bir ırkın dünyayı değiştireceğine inanan Pusula, faaliyetlerini yer altında sürdürmekte olan karanlık bir teşkilattır. Teşkilata üye olan genç bir adam, ailesi için teşkilattan ayrılmak isteyince karısı küçük kızının önünde öldürülür.
Kızını intikam ateşiyle büyüten baba, yıllar sonra onu bir şekilde eskiden üye olduğu teşkilata sokar. Edilen yeminlerin gerçekleştirilmemesi için hiçbir engel kalmamıştır. Ancak hayat her zamanki gibi planlardan değil; içinde kan, ter ve gözyaşının olduğu bir arenadan ibaret olduğunu gösterecektir.
Ve kimse kabullenmese de bir kadın kolezyumu inletecektir.
"Ben anneme benzeyemeyecek kadar babamın kızıyım. Çünkü aynaya baktığımda bir kadın değil, düşmana doğrultulmuş bir namlu görüyorum.”