Halil güneşin simalara yansıdığı kavruk yüzlere baktı. İlk günleri hatırladı. Kavruk yüzleri, dağınık saçları, heyecanları, yüzlerde hiç eksilmeyen tebessümleri, yorgunlukları...
Yaşar, Serhat, Binali, Hanım, Feride, Türkan, Bahar, Çiller, Gamze, Yasin, Elif, Taner, Ahmet, Hatice…
Uzun uzun baktı. İçini tarifsiz bir heyecan doldurdu. Bir elindeki çiçeklere bir de çocuklara bakıp mırıldandı: “İşte bahar çiçekleri, işte ülkemin geleceği…”
“Bahar Çiçekleri”, Anadolu`nun gönül coğrafyasında bir öğretmenin dokunduğu yüreklerin hikâyesi… Bir dokunuşun yüzlerimizde bırakacağı tebessümle ve ülkemizin geleceğine dair kalplerimizde yaratacağı heyecanla okunmaya değer bir roman…
“Yazar, ikinci romanında bu kez Anadolu’da bir başka yörenin asil ruhuna ses veriyor. Yörenin renkleri, sesleri, mutlulukları, hüzünleri, hayalleri içinizde yankılanıyor.” (Yazar İsmail ZORBA)