Toplumların modern ve postmodern zamanlarının makro temel dinamikleri olan kapitalistleşme ve endüstrileşme süreçleri, gündelik yaşamı da biçimlendirmektedir. Bireyler, dönemin iletişim araçlarının dolayımıyla, hem makro ölçekli yapısal ilişkilerin farkında olabilmekte hem de bu araçların yer verdiği mikro ölçekli gündelik yaşam pratiklerinin temsillerinden edindikleri bilgi ve anlamlar üzerinden kendi özel alanlarına yön verebilmektedirler. Televizyon, işitsel ve görsel özellikleri nedeniyle modern zamanlarda geleneksel medya içinde, günümüzde ise yeni medyada etkinliğini ve önemini sürdürmeye devam etmektedir. Televizyon programları, 2000’li yıllardan itibaren kurgusal içeriklerden olgusal içeriklere doğru değişim göstermiştir. Reality Programlar bu değişimin sonucunda halen çok izlenen programlar arasındadır. Bu programlarda kentin kalabalıklarının kentte varolma çabası içinde, kentle ve kent kültürüyle olan öznel deneyimleri seyirlik bir nesne haline getirilerek metalaştırılmaktadır. Programlarda temsil edilen aynı kentte yaşayan birbirine yabancı insanlar üzerinde, kentin yoğunluğu gereği azalan toplumsal denetimin öznellikleri ve farklılıkları dışlaştırdığı görülmektedir. Televizyonda Gündelik Yaşam Dinamikleri, reality programlarda temsil edilen gündelik yaşamın çeşitli kesitlerini; Henri Lefebvre’nin bütüncül perspektifiyle betimlemeye çalışmıştır. Makro ölçekte günümüzün küresel kapitalizminin dinamikleri, mikro ölçekte çeşitli kentsel mekânların farklılaşan kültürel mantığına göre biçimlenen gündelik yaşam pratikleri, eleştirel kuram, neo-Marksist yazın ve sosyal psikolojik perspektiflerle yorumlanmaktadır.
Prof. Dr. Nimet Önür