“Hayatım boyunca iki şeyden kaçamadım: Suç ve bela...”
Emel Aslan’ın suça fazlasıyla karışmış, belaya ziyadesiyle bulaşmış öyküleri, sürprizli sonlarıyla polisiyenin ne kadar tekinsiz bir tür olduğunu yeniden hatırlatıyor! Suç ve Bela Öyküleri çocukça rüyaların masumiyetinin, ilişkilerin samimiyetinin, arkadaşlıkların sağlamlığının, aile sıcaklığının beklenmedik bir anda nasıl paramparça olduğuna tanıklık etmeye davet ediyor okuru.
“Vedalaşma dediğin tam da böyle olur bence. Açık çemberler tamamlanır, bitmemiş cümlelere son noktalar konur.”