Toplam Tutar: ₺0
Sepet BoşToplam Tutar: ₺0
Sepet BoşBasım Tarihi: Mart 2024 | Ebat: 13.7 X 23 | Sayfa Sayısı: 184 |
Kapak Türü: Karton Kapak | Kağıt Türü: 2. Hamur | Dil: Türkçe |
“...Yol parası veremedim diye
Bu dağları bana deldirdiler
Bu yolları bana açtırdılar
Hacizlere gitti
Suna gibi geçimine oy
Meri kekliğim
Oy meri kekliğim
Nedir çektiğim
Kore Dağlarında
Tabakam kaldı
Mahpus damlarında özgürlüğüm
Oy meri kekliğim
Dut kurusu süpürge tohumu yediğimiz
Ve bir godik arpa için
Sivas kapılarından geri döndüğümüz
Günleri defledik hey
Meri kekliğim
Oy meri kekliğim
Nedir çektiğim...”
Mitoloji ve sembolizmde keklik için St. Ambrose “Adını perdendo (kendini kaybetmek) kelimesinden alan ve İbranice adı kore (çağırmak ve duyurmak) olan keklik; sesiyle kalabalıkları baştan çıkartan Şeytan’dır” der.
O yüzdendir ki yüzyıllar boyunca avcılar, meri (dişi) kekliklerle tuzak kurarlar. Dişi keklik o kadar güzel şakır ki çevredeki erkek keklikler onun etrafına toplanır, kapana yakalanırlar. Bu sebepten kekliğin kendi soyuna ihanet ettiği söylenir. Oysa avcıdır kekliğin düşmanı. Dişi kekliğin sesini yem eder; belki de kurtulmak için bağırır güzel sesiyle keklik... Kore Dağları’nda iki halkı birbirine düşman eden de, yem eden de avcıdır, avcılardır aslında...
Ürün Sepete Eklenmiştir
Ürün Sepete Eklenmiştir