Hafızasını geri kazanan genç kadın, nasıl bir oyunun içinde yer aldığının
farkına vardığında hayatın ona attığı bir diğer tekmeyle sarsılır.
Üç farklı kimlikle sürdürdüğü hayatı zaten zorluyken en yakınlarının da hiç görmediği
yüzleriyle karşılaşmaya başladığında giderek yalnızlığa sürüklenir.
Hayatına giren adama o kadar aşık olmuştur ki, kurtuluşu
sandıklarının zindanı olacağını göremez.
Bir yandan geçmişinin zehirli pençeleri hayatına sirayet ederken
hiç ummadığı anda karşılaştığı annesi, bir yanda başına bela olan işi
yüzünden tansiyon giderek yükselir. Hayalet Avcı sahnesinde yeni bir oyun
kurmaktadır fakat bu oyunda kimin kazanacağı belli değildir.
Artık zemini çatlak satranç tahtasının üzerindeki taşlar; ruhu, bedeni
ve zihni gibi alev alev yanmaktadır.
“Yıkık döküktüm. Yığıntılarımla yıkacaktım.
Ya da toz olup uçuşacak, yok olacaktım.”