Toplam Tutar: ₺0
Sepet BoşToplam Tutar: ₺0
Sepet BoşBasım Tarihi: Haziran 2012 | Ebat: 13 X 20 | Sayfa Sayısı: 278 |
Kapak Türü: Karton Kapak | Kağıt Türü: 2. Hamur | Dil: Türkçe |
“Bu kadar çirkinleşen ve kimliğini kendi elleriyle tahrip eden
şehirler bende memleket hissi değil, öfke ve öfkeden yorgun
düşünce de acıma ve teessüf hissi uyandırıyor. Memleket hissi
ile köklere bağlılık arasında bir korelasyon olsa gerek. Bir
bütün olarak ülkeme bağlıysam da köklerime bağlı değilim.
Çünkü köklerimin nerelere uzandığından habersizim. Köklerinin
sızladığını duymayan insan nasıl bir memleket arar ki kendine?“
Kendi şehir arşivini açıyor Ayfer Tunç. Biraz, bu memleketin
doğal ve toplumsal coğrafyasını hor kullanışımıza diz döverek...
Biraz Adapazarı, biraz Karasu, biraz İstanbul... “Memleket nere“
sorusunun cevabını veremeden - bütün memlekete merakî...
Memleket duygusunda bir gezinti; “memleket insanıyla“
yarenlik eden hikâyeler... “Çerkez gelinlerinin hürmetkârlığı,
Bulgar muhacirlerin çalışkanlığı, Boşnak kızlarının güzelliği“
Arnavutların inatçılığı, Lazların siniri, Abhaz erkeklerinin
tembelliği, Gürcü kadınlarının huysuzluğu...“ Taşra bandosu,
Büyük Çarşı’daki fotoğrafçı, kadınlar hamamı, mesire yeri...
Yengeler, gelinler, refakatçiler... Çitlenen ayçekirdeklerinin
gürültüsüyle yazlıkçılar... “Sakarya Nehri’nin kıvrılarak
genişlediği manzaraya karşı rakı...“ Yemekte mutlaka evvela
çorba... Piknik tüp, “iyi“ çay, sonsuz sohbet... Dere tepe düz
giden, kapı kapı gezen, halis muhlis hikâyeler...
Refik Halit Karay’ın 1919’da yayımlanmış Memleket Hikâyeleri’ne selamlar.
Ayfer Tunç’un teferruatçı, gören ve dinleyen kaleminden...
(Tanıtım Bülteninden)
Ürün Sepete Eklenmiştir
Ürün Sepete Eklenmiştir
Ürün Sepete Eklenmiştir