Denizkızı öyküleri popüler kültüre ait en fantastik öykülerdir. Bu evrensel konu günümüzde tüm dünyanın ilgi konusu olmuştur. Filmleri yapılmıştır. Romanları yazılmıştır. Şarkılara konu olmuştur.
Denizkızı öykülerinin ilgi çekmesi biraz da denizlerin gizeminden, kızların güzelliğinden kaynaklanır.
Mehmet Güler’in Denizkızı öyküsünü okuduğunuzda bir sahilden çözülüp gittiğinizi duyumsarsınız. Tepeden tırnağa mavilikler içinde kalır, iyot kokularına bulaşırsınız. Özgürleşirsiniz. Altı balık, üstü kız olan Denizkızı arkadaşlık eder size. Mercan Adaları’nda dolaşır, denizlerin dibine iner, oradaki billur saraylara kulaç atarsınız. Roman gerçekle düş arasında çizildiği için bu dünyadan da kopmazsınız. Denizkızı ile Balıkçı aşkı, Bora ile Derya aşkı olarak size döner, sizi kuşatır...
Romanı okumaya başlarken derin, mavi bir denize pike yapacak gibi geniş bir soluk alın. Nefesinizi bıraktığınızda romanın bittiğini göreceksiniz. Bu süreçteki deniz dalgalarının sesi kulaklarınızda kalacak. Denizkızının amber çiçeği kokuları ruhunuzu saracak, teninize sinecek. Az mı?...
(Arka Kapak)