Kendisi neredeyse Cumhuriyet tarihimizle yaşıt olan tatlı teyzemiz Sevil Hanım ve onun anılarıyla Cumhuriyet gelini...
Zamanı bir de onun hikâyesiyle okuyun.
Yaşadığımız bazı güzellikleri yeniden yaşamak istediğimizde, karşımıza olanaksızlıklar çıkar panikleriz. Yüreğimize özlemler, acılar dolar. Yaşam boyunca birçok güzel şeyler yaşama olasılığımız var tabi. Ama hiçbiri geçmiştekinin yerini tutmaz. Biz de onların adını “ANI“ koyarız.
“Anacığım altmış yaşımdayım“ dedim. Eline aldığı bardağı dudaklarına götürmeden aceleyle masaya geri koydu. İnanmayan gözlerle yüzüme baktı “doğru mu söylüyorsun nasıl altmış yaşında olabilirsin, sen altmış olmuşsan ben de seksen yaşında mı oluyorum şimdi? İnanmıyorum“ dedi. “Eeee... Beni yirmi yaşında doğurduğunu söylüyorsun o zaman demek ki sen de seksen olmuşsun“ “Hadi çayını soğutma, ikimiz de yaşlanmışız onun için kararını ver de beraber oturalım“ dedim. Kızdı “Halt etmişsin, bunda bir yanlışlık var. Seksen demek ne demek saymakla bitmez; bu kadar seneyi ben ne zaman yaşadım?“ dedi. Canım anam bu konuşmamızdan sonra, yirmi sene daha yaşadı. Nur içinde yatsın.
(Tanıtım Bülteninden)