Yazmaya meyilli gençlerin ortak merakları arasında, “ne okumamı tavsiye edersiniz?“, “hangi tür için hangi yazarlara odaklanmalıyım?“, “yazdıklarım bir değer ifade ediyor mu?“ gibi sorular vardır. Bu sorulara çevrenizden, tanıdığınız bir yazardan, sizden iyi yazdığını düşündüğünüz bir arkadaşınızdan cevaplar alabilirsiniz. Hal böyleyken bu soruları cevaplayacak mahiyetteki dergi veya gazete sayfalarındaki okur köşeleri/atölyeler, paha biçilmez birer imkâna dönüşür. 1965 yılında Yeni İstiklâl gazetesinde Rasim Özdenören’in üstlendiği bir “Açık Mektup“ köşesi mevcut. Özdenören’in bu köşede, okuyuculardan gelen mektuplardaki öykü, deneme ve şiirleri değerlendirmeleri, bugün de değerini koruyor. Bir öykü yazarken hangi noktalara dikkat kesilmeli? Şiirin öyküye galebe çaldığı noktalar var mı? Yazmadan önce okumak şart mı? Okur için birer “kendi kendine yazma atölyesi“ halini almış bu köşedeki cevaplar, Rasim Özdenören’in poetikası için de bir eşik niteliği taşıyor.