Sokak Nöbetçileri

Yazar : Aslı Arslan
Yayınevi : İndigo Kitap
Kategoriler : Edebiyat / Roman
ISBN : 9786257671170
%35
339,00 ₺
220,35 ₺

Kazancınız : 118,65 ₺
Stokta Son 4 Ürün
Basım Tarihi: Şubat 2021 Ebat: 13.5 X 21 Sayfa Sayısı: 720
Kapak Türü: Karton Kapak Kağıt Türü: 2. Hamur Dil: Türkçe

Batı uzun zamandır varlığı mesele ededursun, yedi yüzyıldır Rûmî bize yokluğu anlatıyor. Mesnevi’nin dalga seslerine kulak verdiğimiz anda kendimizi yokluk üzerine bir tefekkürün içinde buluruz. Bu kitabı mümkün kılan da onu çerçeveleyen de yokluk üzerine bir düşünüm, Yunanca ismiyle meontoloji.

Ulaştığı yer ise Batı düşüncesi içinde teşekkül eden varlık felsefelerinin sunduğundan farklı bir varlık ve dolayısıyla yokluk tasavvuru. Yokluk düşüncesini çağdaş koordinatlarıyla ele alan kitap beş denemeden oluşuyor. Bu denemelerin her biri yokluk düşüncesinin bir boyutunu açıyor. Bu açılmayla beraber hayal, arzu, aşk, inanç, iştiyak, doğa, yer, zaman ve adalet kavramaları da yeni bir boyut kazanıyor. Tüm bu kavramlar yokluğa çarparak gerçek anlamını bulduğunda sanat, etik ve siyaseti birleştiren saf bilim fikri doğuyor.

Hiçlikten farklı olarak yokluk bizi saf hayale götürür. Orada yeni bir anlama kavuşur, yeni bir yaşam tecrübesi başlatırız. Cübbe yırtılır, örtü kalkar, maskeler düşer. İnsanı ilahi saflığa götüren düşünce yolu böylelikle açılır. Gözler yumulur, can gözü açılır. Her şeyin saf ve tortusuz tarafı müşahede edilir. Rahat ve huzur içinde insan, ta gayb âlemine kadar yürür.Çocukluğunda fazlasıyla yara alan ve on yedi yaşında Koza tarafından Ekip’e dahil edilen Helin Aktan, son görevi için ajan olarak Sokak Nöbetçileri’nin yanına gönderilir fakat çıkmış olduğu bu yolda kendisi kadar yaralı beş kişiyle tanışacağından habersizdir. Ummadığı ve tanımadığı bir tabloyla karşılaşır: Sokaklarda büyümüş bir aile vardır karşısında. Ailenin lideri ve beyni olan Yankı, gücü ve merhameti olan Bartu, bacakları ve sessizliği olan Lâl, elleri ve rengi olan ikizler Mutlu ile Işık... Kendi benliğini kaybettiğini onlarda gördüğü parçalarla fark eden Helin, eline bir fırça alıp kendisini yavaş yavaş bu tabloya yerleştirmeye başlar. Daha önce hiç tanımadığı ve ilk defa karşılaştığı aşk, onu bu tabloda beklemektedir.

“Ne olacak senin bu durmadan titreyen sesin? 
Durmadan titreyen ellerin ve dizlerin? 
Helin, ne yapacağım ben seninle?”

Biz altı yetişkin. Yaşlarımız yirminin üzerinde. 
Biz altı çocuk. Yaşlarımız onun altında. 
Biz her ikisiydik.
Onlar benim ilk oyun arkadaşlarımdı, ilk çocukluk hayallerimin mimarları ve ilk gerçek eğlencelerim.
Sokak Nöbetçileri benim her parçam olmaya başlamıştı, minnettarlığımın artık ölçüsü olamazdı.