“Her şeyi yine unut ve yine iste; uslanmam, yine söz veririm. Neden mi? Çünkü gündüz geceye sadece güneş batana kadar karşı çıkabiliyor.”
Prometheus’un şehirdeki cinayetleri artarken Minel Karaer ile Korel Erezli de ortak geçmişlerinde kaybolmaya başlarlar ve en büyük düşmanlarının Prometheus olduğunu görürler. Minel için en acısı, hafızasını kaybetmesinin ardından Korel’i yavaş yavaş hatırlamaya başlaması ve bu esnada aslında hiçbir şeyin düşündüğü gibi olmadığını fark etmesidir. Korel ise iki duygunun ortasında sıkışıp kalmıştır: merhamet ve intikam.
Minel’in bir karar vermesi gerekir; ya geçmişini görmezlikten gelip yoluna devam edecek ya da geçmişiyle yüzleşip geçmişe koşacaktır. Savaşmayı bir kez kafasına koyan Minel, Korel’in de yol göstermesiyle Prometheus’un peşine düşer fakat bu ölüm dansında Prometheus’un ona hazırladığı sürpriz kimsenin tahmin edemeyeceği türdendir.
“Her şeyi yine unut ve yine iste, uslanmam, yine söz veririm. Neden mi? Çünkü gündüz geceye sadece güneş batana kadar karşı çıkabiliyor.”
“Benim kalbim pusulam. Ben pusulamı küçük bir kız için kaybettim ama yok etmedim. Fakat o boşluğu iyilik ya da kötülük için yine küçük bir kız uğruna hep var edeceğim, söz veriyorum.”