Çağdaş Türk hikâyeciliğine yepyeni bir çehre ve yerli bir boyut getiren Rasim Özdenören, hikâyelerinde bireyin bilinçaltı derinliğine inerek ruhsal çözümlemelerde bulunurken, susturulmuş ve bastırılmış duyguların dış dünyanın gerçekliğiyle çakışmamasından kaynaklanan insanlık trajedilerini, olayın sosyolojik, tarihsel, ekonomik temellerini de vererek doyumsuz bir üslûpla anlatır.
Keskin ve köklü bir kültür değişiminin yaşandığı ülkede, bu değişimin kuşaklar arası iletişimsizliği nasıl derinleştirdiği, giderek nasıl kopma noktasına gittiği işlenirken insan olgusu sadece dış yapısı ve davranışlarıyla ele alınmaz; onun bilinçaltı boyutu ve zihinsel macerasının topografyası da ortaya çıkarılır.
Hışırtı bütün bu karakteristik öğelerin yer aldığı hikâyelerden oluşmaktadır...
(Arka Kapak)